Bilim ve Din Sitesi


  • 05.14.2013
    Kitabımın gördüğü ilgi üzerine Cumhuriyet gazetesinin benimle yapmış olduğu yeni röportaj : Ateistlere Ayrımcılık Artıyor

    06.14.2012
    Kitabım Ateizmi Anlamak çıktı. Kitabı edinme seçenekleri için: Ateizmi Anlamak

    06.19.2012

    “İnanç Özgürlüğü Girişimi” / “Freedom of Religion or Belief Initiative” tarafından benimle yapılan röportaj bugün yayınlandı: Türkçe:İÖG İngilizce:FoRB

    01.12.2010

    Radikal gazetesinden Berrin Karakaş, bizimle Türkiye’de Ateizm üzerine yaptıkları röportajın küçük bir bölümünü şu yazıda yayınlamış: Türk Ateistler Rahatsız

    Röportajın tamamını şurada okuyabilirsiniz: Radikal röportajı

  • Muhafazakarlar Halka Neden Daha Kolay Ulaşır?

    Gönderen 21/01/2018 17:51

    Bu konu eskiden beri hep kafamı kurcalamıştır. Yaşadığım ülke olan ABD’de cumhuriyetçi partiyi destekleyen ve muhafazakar olduğu bilinen Fox haber kanalı tüm kanallar arasında izlenme açısından 5. sırada. Bunun yanında daha tarafsız kabul edilebilecek CNN sanırım 25. falan. Daha liberal kabul edilebilecek MSNBC ise 50’lerde.

    Türkiye’de de eskiden beri hep benzer durum dikkatimi çekmiştir. Laik kesim ve sol partiler halka ulaşmada zorluk çeker. Söyledikleri dinlenmez, dinlense de anlaşılmaz. Zaten insanlar dinlemeye bile önyargılı başlar. Bir lafı aydın, hafif solcu veya din karşıtı veya laik biri söylese daha lafın tamamını duymadan kafalarda bir direnç oluşmuştur. Ancak söylenen gerçekten çok doğru ve karşı çıkması çok zor birşeyse ister istemez kabullenilir, aksi takdirde söylenenin altında bir yanlışlık veya geçersiz bir nokta aranır.(Ortalama vatandaş açısından konuşuyorum).

    Yani daha baştan bir antipati var pek çok durumda. Fakat aynı lafı muhafazakar kanattan biri söylesin, çok daha kolay kabullenilir. Zihinlerde bir direnç oluşmaz ve hedef kitleye ulaşmak daha kolay olur.

    Hemen hemen her zaman aydın, laik ve ilerici kesimin dedikleri aslında daha doğru, daha bilimsel ve daha geçerli olmasına rağmen bu durum neden böyledir? Neden aydınlar insanlara ulaşamaz, fakat yarı cahil bir muhafazakar çok daha kolay ulaşır?

    Hatta olay daha da ilginç. Örneğin, sağ partilerin politikaları genellikle zenginleri daha zengin eder, orta sınıf ve alt sınıfa pek fayda getirmez. Sol partilerin politikaları ise orta ve alt kesimi daha fazla kollar. Fakat buna rağmen, sağ partiler genellikle daha çok oy alır. İşin içinde derin bir ekonomik analiz olsa ve insanlar ‘zenginler işverenlerdir, onların lehine olan politikalar ekonominin daha iyileşmesini sağlar, bu da benim de yararımadır’ gibi bir mantıkla olaya yaklaşıyor olsa meseleyi anlamak daha kolay. Ama çoğu ortalama insanın bu tarz bir analiz yapması düşük bir ihtimal. Bazıları, sağ partilerin politikalarını savunan politik yorumculardan duydukları şekliyle bu tür gerekçeleri dile getirirler bazen politik tartışmalarda, fakat normal olarak kararlarının altında bu tür analizler bulunduğuna inanmak güç insanların. Bunlar daha çok bahane olarak söyledikleri şeylere benziyor. Yani durum tersi olsaydı, mesela sol partilerin politikaları zenginlere yarıyor, sağ partilerinkiler orta ve alt sınıfa yarıyor olsaydı, büyük ihtimal işleri daha kolay olacaktı bu kişilerin, bu sefer bu tür gerekçeler sunmalarına da gerek kalmayacaktı, daha kolay ve doğrudan sağcılara destek verebileceklerdi.

    Yani insanların muhafazakarları tercih etmesinin altında başka faktörler yatıyor gibi gözüküyor ve aydın kesimin halka nasıl daha kolay ulaşabileceğini anlamak açısından bu faktörlerin anlaşılması bence çok önemlidir.

    Geçenlerde bir yerde “Why people vote republican?” (İnsanlar neden cumhuriyetçilere oy verir) diye bir makale okumuştum. Buna benzer bir konuyu işliyordu. Yazarın fikri, demokratların ve liberallerin daha çok akıl, bilim ve rasyonelliğe vurgu yapmaları, muhafazakarların ise toplumu bir arada tutan ve toplumu toplum yapan değerlere daha çok vurgu yapmaları ve bu değerleri daha iyi kullanmalarına bağlıyordu durumu. Yani bizde ‘vatan, millet, sakarya’ edebiyatı denen şeyi veya dinin birleştirici gücünü muhafazakarlar daha iyi kullanıyor bu yazara göre. Çünkü diğerleri daha rasyonel, ve bu tür edebiyatta rasyonel bir taraf yok.

    Yani ilericiler insanların üst beyin fonksiyonlarına hitap eden söylemler getiriyorlar, diğerleri ise insanların duygusal ve irrasyonel yönüne daha fazla hitap ediyorlar. Ortalama bir vatandaş ise yeterince rasyonel bir birey olmadığı için, muhafazakarların söylemlerinden daha fazla etkileniyor.

    Bu gerçekten de açıklamanın bir parçası olabilir ama eksik gibi geliyor bana. Yani insanlar gerçekten bu kadar mı akıl, mantık ve bilime uzak? Olay bu mudur? Yoksa işin içinde başka şeyler de var mı?

    Mesela muhafazalarların savundukları ekonomik politikaların gerçekten topluma daha refah getiren politikalar olması ve insanların da bunu bir şekilde seziyor ve bu yüzden onlara destek veriyor olmaları mümkün mü?

    Yani olay cehalet değil, tam tersi kendi menfaatine dair derin bir sezgi olabililir mi? Yani insanların tepkilerinin derin bir analize dayanmadığı açık ama evrimsel süreçte kendi menfaatini kollamaya programlanmış insan beyinlerinin farkında olmadan sezdikleri birşeyler mi var acaba?

    Tabi bunu iddia etmek, sağ politikaların ekonomi için daha iyi olduğunu iddia etmektir ki öyle bir kabul yapmak da aslında tartışmalı birşey tabi. Bu kabul, genellikle sol politikaların büyük sosyal projelere daha fazla para ayırması ve sağlık, emeklilik, işsizlik sigortası, vs gibi konulara önem vermeleri sebebiyle ekonomiyi asıl pompalayacak sermayedar kesimin finansmanının azalmasına sebep olması gibi bir gerekçeye dayandırılabilir. Ama öte yandan, bu sosyal politikalara fazla para harcamasa da, verdikleri başka kararlarla sağcı partilerin ekonomiye zarar vermeleri mümkün ve çok karşılaşılan bir durum. Örneğin ABD’de son 20 yıldır ne zaman cumhuriyetçiler başa gelse ülkenin borcu artar, dış ticaret açığı ve bütçe açığı yükselir, ne zaman demokratlar gelse ekonomide iyileşme gözlenir.

    Yani sağcıların ekonomi politikaları daha iyidir belki diye bir açıklama yapmak da kolay değil. Türkiye açısından belki bu durum biraz daha gerçeğe yaklaşabilir, çünkü Türkiye’deki sol siyaset karma ekonomiden kalma mentaliteyi hala az çok taşıdığı için belki çağın eğilimi olan serbest piyasaya bizim sol partilerin yönelmesi daha yavaş ve problemlidir diye belki açıklanabilir durum Türkiye açısından. Fakat ABD’yi düşündüğünüzde olay karışıyor.

    Ayrıca, ekonomi açısından, ekonomiyi daha hızlı büyütecek ve ülkenin gayrı safi milli hasılasını arttıracak, vs politikalar ille de her zaman en iyi ekonomik politikalar anlamına gelmeyebilir. Yani bir an farzetsek ki, gerçekten de sağ politikalar ekonominin daha hızlı büyümesini sağlar, bir ekonominin sağlığı ve insanların memnuniyeti sadece gittikçe artan toplam gelir değil, aynı zamanda daha gelişmiş sosyal politikalardır ve bazen biraz frene basıp gününü değerlendirmek ve hayattan zevk almaya çalışmak daha önemlidir. Yani aslında sağ politikaların zenginleri, dolayısıyla tüm ekonomiyi daha hızlı zenginleştiren bir yönü olduğu açıklaması doğru olsa (dolayısıyla, fakir kesimin refahı bu artan zenginlikten kendilerine düşen küçük pay sayesinde artıyor olsa ve insanlar bunu bir şekilde farkediyor bile olsa) bile bu ekonomide uygulanacak en ideal politikaların bu tarz olduğu anlamına gelmez. Dediğim gibi, bazen hızlı ekonomik büyümeden biraz ödün verip, sosyal politikalara da ağırlık vermek daha mutlu ve daha refah içinde yaşayan bir toplum oluşturabilir, dolayısıyla daha tercih edilir olabilir. (Ki benim için mesela, öylesi daha tercih edilir).

    Yani insanların belki de sezgisel olarak ekonominin ve doğal olarak kendi menfaatlerinin daha fazla farkında olmaları gibi bir açıklama da bu noktada geçersizleşiyor gibi. (Zaten çoğu ortalama vatandaşın işin bu yönlerinin farkında olacağı veya konuya bu şekilde kafa yoracağı şüpheli). Çünkü insanlar gerçekten işin tüm bu yönlerinin farkında olsalar da, aslında sosyal demokrat politikaların tüm toplum açısından daha tercih edilir olması gayet olağan ve doğru bir bakış açısı olabilir, ve en azından bu tarz düşünenler ile diğer tür düşünenler arasında eşit bir dağılım olmalıdır istatistiksel açıdan.

    Fakat öyle olmadığına göre, asıl faktör başka birşey olmalı. Yani insanların muhafazakarlara daha az direnç göstermesi ve onların dediklerini daha kolay kabul etmesinin altında başka bazı faktörler olmalı.

    Muhafazakarların insanların beynine girmede daha başarılı olmasının başka sebepleri de var mıdır? (Mesela olay sadece din midir, dinin kullanılması mıdır?)

    Bu sebepleri öğrenip uygulayarak, diğer kesimin de halka daha kolay ulaşmaya başlaması mümkün müdür?

    Yoksa savundukları fikirler ve sahip oldukları değerler yüzünden bizde sosyal demokrat kesimin, ABD’de ise demokrat partinin halka muhafazakarlar kadar kolay ulaşması hiçbir şekilde mümkün değil midir? (ABD’de ancak 8 yıllık bir Bush tecrübesinden sonra demokratlar başa gelebildi ve buna rağmen oylar arasındaki fark yine az. Yani cumhuriyetçilerin oyları, demokratlardan daha az da olsa, yine de çok yakın onlara. Türkiye’de de sol partiler başa geldikleri zaman genellikle ancak koalisyon hükümetleriyle falan başa gelebiliyorlar. Yani diğerleri kadar oy alamıyorlar).

    Bu konudaki farkı yaratan faktörleri hala tam olarak çözemedim.

    Bir Cevap Yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir